9 Kasım 2009 Pazartesi

ATA'yı minnet, sevgi, saygı ve tarifsiz özlemle anıyoruz...





















Yatağın hemen karşısında duran tabloya takıldı gözü… İrkildi, yanıbaşındaki Afet İnan’a döndü, “Gidelim buralardan” dedi, “Selanik’e gidelim Afet. Ben iyileşeyim, oralara dönelim!”…
11 Kasım 1938 tarihli Tan Gazetesi haberi şu şekilde duyurmuştu: “Babamızı kaybettik!”
Atatürk öldüğünde, Türk halkına yeni bir yurt, yepyeni bir düzen ve koskoca bir Cumhuriyet kazandırmıştı.
Bakın sonrasında n’oldu?!
2002 yılında iktidara gelen Ak Parti hükümeti bu ülkedeki laiklik karşıtı görüşlerin ilki değildi. 1950 yılında CHP’nin 27 yıllık iktidarına son veren Demokrat Parti (DP) döneminin bu anlamda en belirgin olayı, dönemin başbakanı Adnan Menderes tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sarfedilen sözler oldu; “Siz isterseniz hilafeti geri getirebilirsiniz.”
Ardından Özal döneminde devam eden bu din ve devlet işlerinin bir türlü birbirinde ayrılmaması skandalı, Necmettin Erbakan’ın “öküz öldü ortaklık ayrıldı” naralarıyla dizinin dibinden ayrılan Ak Parti (AKP) hükümetiyle devam etti. Zamanında, Erbakan ve Fetullah Gülen’in himayesinde laikilik karşıtı sözlerle beslenen “müridler”in kurduğu AK Parti, bugün hala bu eylemlerin odak noktası.
Üstelik, Cumhuriyet fikrine hiç de sıcak bakmayan Ak Parti hükümeti, laiklik karşıtı eylemlerine bir de türban sorununu karıştırınca, bugün birleştirmeye çalıştıkları ülkede ayrımcılık çanları çalmaya başladı.
Oysa, Atatürk böyle bir ülke bırakmamıştı bize. Batıya ayak uydurun demişti. Şapka devrimi yaptı, kılık kıyafet devrimi yaptı, harf inkilabı yaptı. Ülkede birlik bütünlük dedi; o yüzden Milliyetçilik ilkesinin yanına bir de Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Devrimcilik ekledi. Atatürk “Laiklik” derken, “imam hatipler her şeye burnunu soksun”u kastetmedi, Atatürk “Halkçılık” derken, “bölünün bölünebildiğiniz kadar” demedi. Atatürk, “Milliyetçilik” derken, düşündüğü şey “ırkçılık” değildi. Atatürk Türkiye değil, birlik, bütünlük içinde, aydınlık bir “Türkiye Cumhuriyeti” hayal etmişti.
“İŞTE BU AHVAL VE ŞERAİT İÇİNDE DAHİ VAZİFEMİZ, KURDUĞUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ YOBAZLIĞA VE ŞERİATE KARŞI KORUMAK OLDU.”
Her şeye rağmen, açtığın yolda, aydınlık bir Cumhuriyet ülkesi için üzerimize düşeni yapıyoruz, rahat uyu, diye…
Ölümünün 71. yılında Cumhuriyetimizin kurucusu “Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, sevgi ve tarifsiz bir özlemle anıyoruz…”

Hiç yorum yok: